BAŞLARKEN 

Bir yandan etkili bir şekilde çalışma hayatının içinde olan, bir yandan da okuldaki eğitimlerini sürdüren ve onlara hizmet etmekten büyük onur duyduğum çırak öğrencilerimiz arkadaşlarının sadece evden okula gidip geldiğinden farklı olarak oyun çağında belki ekonomik belki başka nedenlerle çalışma hayatına erken başlıyorlar.

Çocuk hakları sözleşmesinin tanımına göre 18 yaşının altındaki her insan çocuk kabul edilir. Ancak dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de önemli sayıda çocuk ekonomik sorumluluğana da  sahiptir.

Çalışan çocuk problemin çözümünün, eğitiminden geçtiğine inanan Milli Eğitim Bakanlığımız çırakları eğitim sisteminin içerisine almak amacıyla Çıraklık Eğitimi Merkezlerini devreye sokmuştur.

Türkiye'deki hızlı sanayileşme çabaları Cumhuriyetin ilk yıllarındaki nitelikli insan gücüne olan ihtiyacını da gitgide arttırmaktaydı. 1977 yılında 2089 sayılı "Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu" ile çıraklık eğitimi yasal esaslara bağlanmıştır. 1986 yılına kadar yürürlükte kalan bu yasa, ülke ihtiyaçlarını karşılayamamıştır. Hızla artan ülke nüfusu ve sanayileşme sonucu örgün eğitimin dışında kalan özellikle büyük şehirlerdeki çalışan genç nüfusun işbaşında eğitimini zorunlu kılmaktaydı. 1986 yılında yürürlüğe giren 3308 sayılı "Çırak ve Meslek Eğitim Kanunu" ile kapsamı geniş ve uygulanabilirliği daha fazla olan bir sistem geliştirilmiştir.

Bu eğitim sistemi sayesinde, öğrencilerimizin duyduklarını, gördüklerini, düşündüklerini ve anladıklarını söz ve yazı ile planlı, etkili ve anlaşılır şekilde ifade edebilme becerileri gelişir.Mesleki yeterliliğin dışında, sosyal yönden başarılı olan bireylerin hem çalışma hem de aile yaşamlarında daha mutlu oldukarı bilindiğinden tiyatro,müzik, edebiyat, spor etkinleri merkezimizde aktif bir şekilde verilmektedir.

Tüm çabalarımızın hedefi, ailelerini yada kendilerini maddi açıdan desteklemek için kötü koşullarda çalışma zorunda kalan çocuklarımıza ulaşmak, onları eğitim şemşiyesi altına almak ve dünyanın her yerinde, hemen her kültürde, çocuklar üzerine söylenen süslü, ama gerçeğe uymayan sözleri yaşama geçirmektir.

Önderimiz Atatürk'ün ilke ve devrimlerinin uygulayıcısı ve savunucusu olarak, cehaletle ve karanlıkla savaşıp, akıl ve bilimum ışığı ile bu günümüzü ve geleceğimizi aydınlatabileceğimize inanıyoruz.

Dergimizin uzun soluklu ve nitelikli olması ümidiyle...

Sedat YEŞİLYAĞCI

Ödemiş Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü

ANA MENÜ